Yaklaşık 226 milyar TL gelir beklenen vergi paketinin detayları netleşmeye başladı: ‘Servet Vergisi’ şart

Ekonomi yönetimi enflasyonla mücadele kapsamında çalışmalarını sürdürürken dün yeni vergi paketine ilişkin detaylar gündeme geldi. Toplamda 226 milyar TL’lik bir gelir getirmesi beklenen pakette vatandaşa gelecek yük 62 milyar TL’yi aşıyor.

Elde edilmesi gereken toplam gelir ise gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 0.7’sine denk geliyor. Bu paketin ekonomiye pansuman bile olamayacağını belirten ekonomistler gelir ve servet eşitsizliğini giderecek politikalara ve servet vergisine dikkat çekiyor.

BORSA VERGİSİ PÜSKÜRTÜLDÜ

Paketin içinde çokuluslu şirketlere ek vergi, gayrimenkul yatırım fonlarına asgari kurumlar vergisi, yap-işlet-devret ve kamu özel işbirliği (KÖİ) projelerinin kazançlarından alınan vergi tutarlarında 5 puanlık artış gibi değişiklikler yer alıyor.

Vatandaşı doğrudan ilgilendiren kararlarda ise yurtdışı çıkış harcının 150 TL’den 1500 TL’ye çıkarılması, engelli araç istisnalarına düzenleme, motokuryelere vergi gibi eleştirilere neden olan uygulamaların yer alacağı iddia ediliyor.

Bu vergi paketinin ülkedeki gelir ve servet adaletsizliğini giderecek, iddia edildiği gibi vergiyi tabana yayacak bir nitelik taşımadığını söyleyen Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “Zaten 226 milyar lira 2024’ün beklenen GSYH’sinin ancak yüzde 0.4’üne denk geliyor” dedi.

Köprü, havaalanı gibi geçiş ve kullanım garantili KÖİ’lere sembolik bir ek vergi getirildiğini ve buradan 500 milyon TL gibi komik bir gelir beklendiğini aktaran Kozanoğlu şunları söyledi:

“En son vergi gelirlerinin yüzde 63’ü KDV ve ÖTV yoluyla dolaylı vergilerden sağlanıyor, büyük ölçüde geniş halk kesimleri tarafından ödeniyordu. Servetten ve sermaye kazançlarından alınan vergileri artırarak vergide adaleti sağlamaya yönelik bir adım görülmüyor. Borsadaki sembolik binde 1-2’lik işlem vergisi bile portföyün yüzde 82’sini elinde tutan 20 bin kişilik kitlenin lobi faaliyetleriyle püskürtüldü.”

Prof. Dr. Korkut Boratav da servet vergisine vurgu yaptı.

Boratav, “Uluslararası sermayenin bekçisi İMF bile bu verginin gerekliğine vurgu yapmıştı. Türkiye özellikle son 3 yıldır çok ağır bir bölüşüm şoku yaşadı. Bu şok çekilmez bir hal aldı. Onun için halkta kriz algısı yaygınlaştı. Ama ekonomide kriz yok. Ekonomi büyüyor, halkımız çok ağır bir krizden geçiyor. Bu sebeple vergilendirme büyüyen ekonominin büyüyen zenginlerinden alınmalı” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir