Tarih: 27 Mayıs 2013… İstanbul Taksim’de bulunan Gezi Parkı’na giren iş makineleri Topçu Kışlası ve alışveriş merkezi yapılması planıyla ağaçları kesti. Yurttaşlar ve çevreciler yeşil katliamına karşı çıktı. Parka çadır kurdu. Ancak çadırlar zabıtalarca söküldü. İlk başta bir elin parmağını geçmeyecek şekilde başlayan Gezi nöbeti, dalga dalga yayıldı. 31 Mayıs’ta polisin ilk sert müdahalesinin ardından tüm illerde Gezi Direnişi başladı. Milyonlarca kişinin katıldığı eylemlerde Mehmet Ayvalıtaş (19), Abdullah Cömert (22), Ethem Sarısülük (26), Ali İsmail Korkmaz (19), Ahmet Atakan (23), Berkin Elvan (14), Medeni Yıldırım (18) ve Hasan Ferit Gedik (21) yaşamını yitirdi.
‘ÇOCUĞUM KORKUSUZDU’
Cumhuriyet, Gezi Direnişi’nin yıldönümünde aileler ile konuştu.
14 Haziran 2013’te Ankara’da yaşamını yitiren Ethem Sarısülük’ün annesi Sayfi Sarısülük, “Çocuğumu hiçbir zaman yalnız koymayacağım. Birincisi Tayyip giderse katil de gidecek. Ben bunu hep söyleyeceğim. Korkum da yok hiçbir zaman. Benim çocuğum korkusuzdu. Halkı için anneler için canını feda etti. Ben bir tane verdiysem bin tane aldım. Hepsi benim evladım” ifadelerini kullandı.
2 Haziran’da Eskişehir’de esnaf tarafından sopalarla darp edilen ve geçirdiği beyin kanaması sonucu yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz ise “Gezi 11 yıl önce bugün başladı. Sonucunda evlatlarımızı yitirdik. 11 yıl onların acısı, hukuk mücadelesi, adalet arayışıyla geçti. Hâlâ canımız yanıyor. Ali sekiz kişi tarafından da darp edildi. 38 gün hastanede hayatta kalma mücadelesi verdi. Maalesef o mücadeleyi kaybetti. Üniversite öğrencisiyken maalesef toprağa verdik. Ondan sonra hukuk mücadelemiz başladı” dedi. Korkmaz sözlerini şu şekilde noktaladı: “Ali İsmail adına vakıf kurduk ve şu an gençlere kurs veriyoruz. Ali İsmail’i yaşatmaya çalışıyoruz. Ali İsmail’in adıyla çocuklar yetiştiriyoruz. Bununla ayakta durmaya çalışıyoruz. Çok acı bir süreç. 11 senedir o acıyla yaşıyoruz, o özlemle yaşıyoruz. Maalesef katiller de ödül gibi bir ceza aldılar. Bu daha çok canımızı yaktı. Evlatlarımızı katledenler yarın unutulacak ama çocuklarımız ömür boyu anılacaklar.”
‘HER YER TAKSİM, HER YER DİRENİŞ’
Taksim Dayanışması, Gezi Direnişi’nin 11’inci yıldönümünde dün Taksim’deki Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Makina Mühendisleri Odası önünde basın açıklama yaptı. Valiliğin metro yasağına tepki gösterilen eylemde, “Bugün ulaşımı durdurarak bizlerin buraya gelmesini engellemeye çalışıyorlar. 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’na çıkmak isteyenlerin önünü kesiyorlar. Ne Taksim Meydanı’na çıkmak istemek ne 1 Mayıs’ı kutlamak istemek ne de Gezi’yi anmak istemek suçtur. Suç bunu engellemektir. Bundan tam 11 yıl önce olduğu gibi bugün de her yer Taksim, her yer direniş. Gezi’yi yargılayamazsınız” dendi.
‘GEZİ ONURUMUZDUR’
CHP milletvekili Rıfat Nalbantoğlu, Meclis’te yaptığı konuşmada Gezi Direnişi’nde yaşamını yitirenleri andı. Nalbantoğlu şöyle dedi: “Zorbalığa ve haksızlığa karşı, dayanışmanın adı olan Gezi Direnişi’nin dün 11. yıldönümüydü. Bitmeyecek bir öykü olan Gezi’de yaşamını yitirenleri saygıyla anıyor, haksız yere cezaevinde tutulan Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Mine Özerden, Osman Kavala’ya özgürlük diliyorum. ‘Gezi’ bu ülkenin onuru olmaya devam edecek.”