Ölümle burun buruna gelenler, yaşadıkları deneyim sırasında zamanın durmuş veya yavaşlamış gibi hissettirdiğini sıkça dile getiriyor.
Zamanın akışı aynı zamanda o kadar hızlı olabilir ki, düşündüğümüzde sanki hayatımız yanımızdan geçiyormuş gibi hissedebiliriz. Eski fotoğraflara bakarken sıkça “Zaman nasıl geçti?” diye düşünebiliriz.
Nörobilimciler, çocuklukta zamanın yavaş aktığı, yetişkinliğe adım atıldığında ise hızlandığı algısının yaygın bir deneyim olduğunu belirtiyor.
Ölüme yakın deneyimler üzerine çalışan psikiyatrlar, ölüme yaklaşan kişilerin yaklaşık yüzde 70’inin o an “zamanın durduğunu veya anlamını yitirdiğini” öne sürdüğünü söylüyor.
Peki travmatik anlarda zaman neden sanki yavaş akıyormuş gibi hissediyoruz?
Ölüme yakın deneyimlerde zamanın neden yavaş aktığı konusunda net bir sonuç yok. Ancak araştırmacılar, zamanı algılama şeklimizin değişmesinin altında “savaş ya da kaç” psikolojisinin yattığını düşünüyor.
Evrimsel süreçte hayatta kalma içgüdüsü olarak gelişen bu tepki, tehdit anında ortaya çıkıyor.
Tehlike anında beyin daha hızlı çalıştığı için ölüme yakın deneyim yaşayan kişiler çevrelerinin daha yavaş hareket ettiği yanılgısına düşüyor.